FOCA-KO
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

FOCA-KO

FOCA-KO FREE FORUM
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» forum haakkında
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimePtsi Kas. 17, 2008 7:39 pm tarafından Admin

» 1299 db leri
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimeC.tesi Ekim 11, 2008 10:26 am tarafından gokce

» domain nedir veb...
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimeC.tesi Ekim 11, 2008 10:21 am tarafından gokce

» photosshop için efek paketi
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimeC.tesi Ekim 11, 2008 10:18 am tarafından gokce

» cabal çalışan client
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimeC.tesi Ekim 11, 2008 10:13 am tarafından gokce

» ko panel
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimeC.tesi Ekim 11, 2008 10:00 am tarafından gokce

» 1299 dosyaları
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimeC.tesi Ekim 11, 2008 9:53 am tarafından gokce

» fifa 2008 oyunu tek link
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimeSalı Eyl. 30, 2008 10:41 am tarafından akay

» metal gear solid tek link
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimeSalı Eyl. 30, 2008 10:36 am tarafından akay

Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde FAIRYKO adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde FOCA-KO adresi saklayın ve paylaşın
En iyi yollayıcılar
akay
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_vote_lcapTÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_voting_barTÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_vote_rcap 
Admin
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_vote_lcapTÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_voting_barTÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_vote_rcap 
gokce
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_vote_lcapTÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_voting_barTÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 I_vote_rcap 
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 12 kişi Salı Şub. 14, 2023 12:34 pm tarihinde online oldu.
Anket

 

TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
akay
Moderator
Moderator
akay

Erkek
Yaş : 47 Kayıt tarihi : 23/09/08 Mesaj Sayısı : 139 Nerden : İzmir

TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Vide
MesajKonu: TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2   TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2 Icon_minitimePerş. Eyl. 25, 2008 7:45 pm

1. Eski Anadolu Türkçe’si

2. Osmanlıca

3. Türkiye Türkçe’si

Eski Anadolu Türkçe’si

Eski Anadolu Türkçe’si 13, 14 ve 15. asırlardaki Türkçe’dir. Batı Türkçesinin ilk devrini teşkil eden bu Eski Anadolu Türkçe’si bilhassa Türkçe bakımından kendisinden sonraki iki devreden çok farklıdır. Bu devreye Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakmak yerinde olur. Batı Türkçesini Eski Türkçe’ye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçe’de gördüğümüz birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.


Eski Anadolu Türkçe’si bir taraftan böylece Eski Türkçe’nin izlerini taşırken diğer taraftan köklerde ve eklerde bazı ses ve şekil ayrılıkları göstermek suretiyle Osmanlıca ve Türkiye Türkçe’sinden biraz farklı bir durum arzeder. Öyle ki Batı Türkçe’si içinde Türkçe bakımından mevcut başlıca değişiklikler bu devre ile bundan sonraki iki devre arasındaki değişikliklerdir. Yani Batı Türkçesini yalnız Türkçe bakımından devrelere ayırırsak Eski Anadolu Türkçe’si ve Osmanlıca - Türkiye Türkçe’si diye ikiye ayırmamız icap eder. Osmanlıca ile Türkiye Türkçe’si arasında Türkçe bakımından, Eski Anadolu Türkçe’sinden Osmanlıcanın ilk devirlerine taşan bir kaç şekil dışında, bariz bir ayrılık yoktur.


Eski Anadolu Türkçe’si yabancı unsurlar bakımından denilebilir ki Batı Türkçesinin en temiz devridir. Bu devirde Türkçe’ye Arapça ve Farsça unsurlar girmeğe başlamıştır. Fakat bu unsurlar kesifliğini yavaş yavaş arttırmış ve ancak devrenin sonlarında geniş bir istilâ başlangıcı hâlini alarak Osmanlıcanın doğuşunu hazırlamıştır. Eski Anadolu metinlerinde görülen Arapça ve Farsça kelimeler henüz çok fazla olmadığı gibi devrenin sonlarına doğru artan terkipler de henüz açık ve basit bir durumdadır. Yabancı unsurlar bakımından bu devirde manzum ve mensur metinler arasında da oldukça fark vardır.


Gittikçe artan yabancı kelime ve terkipler daha çok nazım dilinde görülür. Nesir dili ise çok temiz ve duru bir Türkçe olarak devrenin sonunda bile Arapça ve Farsça kelimeler ve bilhassa terkiplerden mümkün olduğu kadar uzak kalmıştır. 15. asrın ortalarına doğru ikinci Murat devrinde geniş bir kültür hamlesinin ifadesi olarak meydana getirilen telif ve tercüme pek çok Türkçe eserin dili bunu açıkça göstermektedir. Nazım dilinde ise, şiirin Fars taklitçiliği üzerine kurulması ve vezin, şekil zaruretleri yüzünden duruluk çok muhafaza edilememiş ve Türkçe’deki gelişmeler bakımından devre daha bitmeden, 15. asırda, basit de olsa terkipler ve yabancı kelimeler adam akıllı çoğalmış ve Türkçe’yi sarmıştır. Bu yüzden asrın ikinci yarısı Osmanlıcanın temelini atan, onun başlangıcını teşkil eden bir devir olmuş, Eski Anadolu Türkçe’si Türkçe hususiyetleri bakımından devrini ancak Osmanlıcanın başlarında tamamlamıştır.


Eski Anadolu Türkçesinin cümle yapısı ise Türkçe’nin başlangıçtan bugüne kadar hep ayni kalan normal cümle yapısı dışına çıkmamıştır. Gerek nesirde, gerek şiirde Türk cümlesi bu devirde normal, sade, anlaşılan, unsurları yerli yerinde ve doğru cümle olarak kalmış, tercüme sadakati yüzünden nadir olarak kırıldığı yerler dışında, umumiyetle sağlam yapısını muhafaza ederek Osmanlıca devrine girmiştir.

Osmanlıca

Osmanlıca Batı Türkçesinin ikinci devri olup 15. asrın sonlarından 20. asrın başlarına kadar devam etmiş olan yazı dilidir. Dört asırdan fazla bir ömrü olan Osmanlıca, şüphesiz hep ayni kalmamış, baştan ve sondan geçiş devirlerinde ve ortada, hudutları kesin olarak çizilemeyen birbirine geçmiş çeşitli iç merhâleleri olmuştur. Fakat iç ve dış bakımından esas vasıfları itibariyle Osmanlıca ismi altında bu ismin çok iyi ifade ettiği bir bütünlük gösterir.


Türkçe bakımından, Osmanlıca’da aşağı yukarı mühim hiçbir değişiklik olmamış, Eski Anadolu Türkçe’sinden sonra günümüze kadar Türkçe’nin başlıca şekilleri hemen hemen hep ayni kalmıştır. Yani gramer şekilleri bakımından Osmanlıca ile Türkiye Türkçe’si arasında belirli bir ayrılık yoktur. Yukarıda da söylediğimiz gibi Türkçe bakımından ancak bu son iki devre ile Eski Anadolu Türkçe’si arasında belirli ayrılıklar vardır.


Osmanlıca ile Türkiye Türkçe’si arasında çok küçük şekil farklarına rastlansa bile bunlar zaman ayrılıklarına dayanan basit değişikliklerden başka bir şey sayılmamalıdırlar. Eski Anadolu Türkçe’si, Batı Türkçesinin eski gramer şekillerini, Osmanlıca ile Türkiye Türkçe’si ise Batı Türkçesinin yeni gramer şekillerini ihtiva eden devrelerdir. Yani, gramer şekilleri bakımından Osmanlıca ile Türkiye Türkçe’si arasında bir devre farkı yoktur.

Devrelerin birbirine geçişi keskin çizgilerle ayrılamayacağı için eski Anadolu Türkçe’si ile Osmanlıca arasında da uzun bir geçiş safhası olmuştur. Osmanlıca’nın başlangıcını teşkil eden ve 15. asrın ikinci yarısı ile 16. asrın ilk yarısını içine alan devirde eski gramer şekilleri, yerlerini henüz tamamıyla yeni şekillere bırakmış değillerdi.


Bu eski şekillerden bazıları Osmanlıca’nın içinde daha sonraları da kendisini muhafaza etmiş, bunlardan klişeleşmiş olarak Türkiye Türkçe’sine geçenler bile olmuştur. Bazı yeni şekiller ise oluşunu ancak Osmanlıca içinde tamamlamış veya kullanış sahasına bu devirde çıkmıştır. İşte geçiş devrindeki normal gelişmeler, ondan sonraki küçük sızıntılar ve bazı yeni şekillerin ortaya çıkışı dışında, Osmanlıca’ya Türkçe bakımından başından sonuna kadar bir durgunluk hâkim olmuş, 16. asırdan günümüze kadar Türkçe gramer şekilleri bakımından belirli hiçbir gelişme kaydetmemiştir.


Osmanlıca’yı batı Türkçe’si içinde bilhassa Türkiye Türkçe’sinden ayrı bir devre hâlinde tutan şey onun dış yapısıdır. İç yapı, yani Türkçe bakımından yalnız Eski Anadolu Türkçe’sinden farklı bulunan Osmanlıca, dış yapı, yani yabancı unsurlar bakımından Eski Anadolu Türkçe’sinden de, Türkiye Türkçe’sinden de çok büyük farklarla ayrılan bir devre manzarası gösterir. Bu devre Türkçe’nin yabancı unsurlar tarafından tam mânâsiyle istilâ edildiği, Türkçe’yi Arapça ve Farsça unsurların son haddine kadar sardığı devredir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ BÖLÜM 2

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FOCA-KO :: SOHBET :: POLİTİKA SANAT KÜLTÜR -
Yeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar